26 Kasım 2009 Perşembe

Sertifikalı Oyunculuk Kursu / Eğitimi

Beklenen atak Belediyemizden geliyor!!
Belediyemizde oyunculuk kursları açılmıştır!

Oyunculuk kurslarımıza başvurular tüm hızıyla devam ediyor. Aldığım son haberlere göre; 2 kişi başvurmuş bile. Beklediğimizin iki katı bir katılımla rekora koşuyoruz.
Belediyemizin, bu güzide çıkışı tüm başka belediyelere örnek olsun.
Hiçbir masraftan kaçınmadık... Sevgili Kıvanç Tatlıtığ sağolsun, Şerbet Öz Oyunculuk Akademisi'nde ders vermeyi kabul etti. İlk dersler; diyafram, nefes olmakla birlikte, ardından jip kullanırken nasıl bağrılır, saçlar nasıl savurulur isimli, kendi patentiyle müsemma derslere geçilecektir. Kurslarımız iki saat sürecektir. İki saat sürecek derken, iki saat içinde geldiniz, geldiniz. gelemediniz; seneye bir daha girersiniz. Dersten kesitler aşağıdadır.
Belediye başkanınız Şerbet Öz.
Sevgilerimle.
öptm kib by.


19 Kasım 2009 Perşembe

Bir Süper Güç Olarak, Hayal Gücü.

Gün geçmiyor ki bir süper güç ortaya çıkmasın. Güçler süper, süper olmasına da... kullanmasını bilene. En süper güçlerden biri bence, hayal gücü!
Bir kahraman hayal ediyorum mesela, yanında gücüyle birlikte geliyor. süpır!
Bir kahraman hayal edene, gücü bedava!

Hayal güçleri levelsal bir takım şey gerektiriyor mu acaba? Yeterince hayal gücü olmayan; bölüm geçemez, hayatta işe yaramaz, kedi sevemez filan...

Hayal ederek, kahraman olmak da super bişiy bence...

Güce bak çay demle!

Çay isteyen?

çok tatlııııaaaaa. hem de comic sans ile yazılmıııaaaşşş. (of ya sıkıldım insanlardan... kitaba gel.. )

9 Kasım 2009 Pazartesi

Bayan Umut Sarıkaya

















daha da bir şey demiyorum, çılgıncasına gülüyorum sadece.



http://www.uykusuzdergi.com/blog/bulent-ustun/bilet

bu yaz çok bunalmak

terden isilik olmak

kelebek vadisi'ne gidiliyomuş geyiğine kulak kabartmak

duyduğunu hemen sorgulamaksızın uygulamak

ertesi sabah dergide, hiç bilmediğin gitmediğin halde kelebek vadisini umut'a övmek

umut'un sabahlamış boş kafayla gelen her teklifi değerlendirecek olması

akabinde kabul etmesi

Umut'un yola çıkıcaz diye yıkanıp gelmesi (evi sarıyerde dergi taksimde)

Yola çıkmak

Umut'un çok şampuan kokması ve lifle çok ovduğu için pembe suratlı olması

Kelebeklere varmak

kelebek mi kelebekler mi diye tartışmak

Emrah Ablak'ın bi sürü uzun arkadaşıyla çok eğlendiğini görmek

Sahilin rastadan, şile bezinden geçilmemesi

rasta içinde kalmak

çadırda uyanmak kabir azabı çekmek, yanmak

çadırdan kendini dışarıya atmaya mecal bulamamak

ortamsızlık...

kaynaşamamak

yapacak bişey olmaması

akşam diskodan medet ummak

ama akşam adam içinde kalmak

umut'la düğün salonu tadında dans etmek

mütecavüz okur tartaklamak

herkesten çıkan tatsızlık adına özür dilenmesi

bardan bişey çıkmayınca sahilde oturanlara kaynaşmaya çalışmak

orda da adam yanına oturmak, pis geyiğe maruz kalmak

aradığını orda da bulamamak

şelaleyi görmek zorunda bırakılmak

herkezin şelaleyi mutlaka görün geyiğinden ötürü kayalara tırmanmak

şelaleye bakmak, etkilenmemek

biraz daha bakmak yine de etkilenememek

hemen inmek

doğadan tad alamamak

sahile inmek

voleybol oynayanları incelemek

bi an denize kaçan topu alıp tanışmak istemek

umutun bi an yeltenmesi

ama vazgeçmek

bunların hepsinin üç saniyede olması

ertesi gün dönmeye karar vermek

gidip herkesle vedalaşmak

seramoniyi uzattıkça uzatmak

öpüşmeler, sarılmalar, ne olur birazdaha kalın yakarışları

bunların hiç birine tamah etmemek

ve ertesi akşam yine diskoda belirmek

gitmediğimizin anlaşılması

insanların gözünde bütün kredinin sarsılması

kalan krediyle o gece de coşmak

olur ha diye beklemek

yaklaşmak

bu gidicez diyip gitmemenin

bi kaç gece daha devam etmesi

ve dördüncü gece yine diskoda belirince kredinin artık dibe vurması

bindikleri takayla vadiden uzaklaşırken bu ikili

el sallamalarına karadan herhangi bir karşılık alamamak

fethiyeden istanbula bilet bulamayınca bi an paniklemek

izmire bi gidelim de ordan gideriz istanbuia demek

izmire gitmek, ordan istanbula dönmek

aylar geçmesi...

cüzdanı temizlemeye karar vermek

biraz tütün, 1 ytl, kimden alındığı bilinmeyen kartlar, emlakçı kartları ve bu biletin cüzdandan çıkması

bileti çöpe atarken göz atmak

fakat?......iyice!!!!!..tam olmuşşş memleket meğersem.

6 Kasım 2009 Cuma

Pelin Batu Stadyumu

Yolun ortasına stadyum mu kurulur lan!
(Bunu, dün akşam dolmuş yerine trene binerek eve dönmek zorunda kaldığım için sorguluyorum)

Mesela biz belediye olarak, sevdiğimiz bir yazar olan Pelin Batu'nun ismini verdiğimiz Pelin Batu stadyumunu - ki fotoğrafını da aşağıda görebilirsiniz -, gayet yukarı, trafik sıkışıklığına yol açmayacak şekilde kurduk. Belediye sakinleri, hem maçlarını keyifle izliyor, hem de maç izlemeyenler yollarına isimlerine yakışır şekilde sakince devam ediyor. Böylece hayır dualarını alıyoruz, sırtımız yere gelmiyor. Bunları düşünmek lazım. Biraz empati.

Empatik belediyeniz ŞerbetÖz Belediyesi gururla sunar...


Belediyemizde Yeni Yenilikler!

Belediyemizde yeni gelişmeler, yeni yenilikler var sayın sakinler.

En çok yeni yeniliklerin neler olacağını merak ediyorum ben de. Sanırım, zenci transferler yapacağım. Renk gelsin biraz. Keşke kırmızı zenciler, pembiş zenciler, kahverengi üstüne yeşil puantiyeli zenciler de olsaydı. Acaba genetikleriyle oynayabilir miyiz?

Genetik demişken, memlekette ve dünyada, yenmeyen tüm genetiği bozulmuş sebze ve meyveleri belediyemize yığıyorum. Ziyan olmasın o kadar sebze, meyve. Nimet hep bunlar.. Yazık, günah. Çoluğa çocuğa yedirelim. Hacı Emine Hayratı'nın oraya kuracağımız tezgahlarda yakın zamanda satışa sunacağız. Tüm belediye sakinlerine duyurulur.

Hayırlı bayramlar, mutlu noeller..



(Temsili Resim)
Genetiğiyle Oynanmış Ergen

Not: Banyonun akustiğinin yanında, ışığı da iyi olmalı ki tüm ergenler banyoda bir foto furyası filan. of sıkıldım cümle kurmaktan. neyse.. öptm.kib.bye.

3 Kasım 2009 Salı

"Hayatımıza Anlam Katanlar" Volume I

unutmayalım, unutturmayalım!

Barış Manço Moda, 81300 İstanbul

2 Kasım 2009 Pazartesi

Rubik Küplerle Kopyacılık Oyunu. (yakıştıramadım)

http://www.youtube.com/watch?v=BBFnBWvjXJY&feature=player_embedded
(linke tıklayınız)

Neden?

Sanat desen değil, deli işi desen değil, işe yarar bir şey desen, sigortası var desen değil. Ne lan bu!?
Sanat olmadığını; var olan bir tabloyu tekrar yapmasından anlıyoruz. O kadar da yaratıcı bir nane değil bu işte; bu taraftaki açıdan bakarsan.
Diğer taraftakinden bakalım bir de.. Ordan da değil.

Sen gel, koca Leonardo'nun çizdiği şeyi, eminönü alt geçidinde satılan 1 TL'lik rubik küplerle yap.

Bir sayı atıyorlar, "şu kadar rubik küple yapılmıştır"(4bin) diye ama, hiçbir zaman kesin bir rakam değildir o. Buna emin olalım bir kere.

Farklı bir konuya değinecek olursam da; servet ödemiştir o küplere bu aklı evvel arkadaşımız. Bir memurun asgari ücretini - ki bence babası memur bir gencimizdir bunu yapan - babasının maaşını* yatırmıştır buraya, sanat yaptım diye. Babası da demiştir, "ulan eşe kevladı, sanat diyorsun, adam yıllar önce çizmiş bunu zaten, sen ne altına kopya kağıdı koymuş üstünden kalemle geçmiş gibi aynısını yaptın!!"..

Bir aile dramı, bir insanlık ayıbı, bir taklitçi zihniyet gördük bugun de.. Hayırlısı diyor, bir daha böyle şeylerin yaşanmamasını temenni ediyoruz.

*Bir memur maaşı, servet değerindedir..


Not: .. ki duyduğumuz üzre, 4bin rubik küp kullanılmış, dört tane memur babası olsa bu adamın, yine de alamaz. dört servet sayılır o hem.. of kafam karışıyor ya gidin buradan.

Not2: sezyum.com'dan arakladım videoyu.